BU DÖKÜMANI WORD DOSYASI OLARAK İNDİRMEK İÇİN TIKLA
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI
1914 Avustos’undan 1918 Kasım’ına kadar süren ve çok geniş
bir bölgeyi içine alan uluslar arası bir savaştır. Savaşın başlangıcında ,
ingiltere ve İngiliz Uluslar Topluluğu ülkeleri ile Fransa , Belçika , Rusya ,
Sırbistan ve savaşa kısa bir süre katılan Japonya İtilaf Devletleri’ni
oluşturdu. Bu devletlere daha sonra ABD,İtalya , Romanya , yunanistan ve öbür
bazı ülkeler de katıldılar.Öbür yanda ise İtifak devletleri yani Almanya ,
Avusturya-Macaristan İmparotorluğu ,Osmanlı İmparatorluğu ve çok sonra katılan
Bulgaristan bulunuyordu.
SAVAŞIN NEDENLERİ
18. yüzyılda Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirerek
gelişen ve zenginleşen İngiltere , dünyanın her yerine yayılmış sömürgeleriyle
, büyük bir imparotorluk kurmuştu. 19.yüzyılda Almanya , Fransa , Japonya , ABD
gibi bazı ülkelerde hızla sanayileşmeye başladılar ve 19. Yüzyılın sonlarına
doğru özellikle Almanya İngiltere’ye
ciddi bir rakip oldu. Büyüyen ekonomisinin ve artan nufusunun gereksinimleri
karşılayacak sömürgeler bulmak için dünyaya açılmaya çalışan Almanya çok yerde
İngiltere ve Fransa ile karşı karşıya gelmeye başladı. Balkanlar’da siyasal ve
ekonomik etkisini arttırmaya çalışan Avusturya – Macaristan İmparatorluğu ile
Rusya’nın çatışması’da uzun süreden beri Avrupanın gündeminde yer alan uluslar
arası sorunlardan biriydi. Ayrıca Afrika , Orta Asya ve Orta Doğu yeni
sömürgeler arayan devletlerin çıkar çatışmasına sahne olan önemli bölgelerdi.
Böylece , birbirleriyle kıyasıya çıkar
çatışması içinde olan devletler , güvenliklerine yönelebilecek tehlikelere
karşı önlem alma amacıyla aralarında çeşitli savunma antlaşmaları yaptılar.
İtilaf ve ittifak devletleri diye anılan iki karşıt cephe işte bu tür
antlaşmaların ürünüdür.
SAVAŞIN BAŞLAMASI
Avusturya’nın 1908’de işgal etmiş olduğu Bosna’nın
Saraybosna kentinde , 28 haziran 1914’te bir Sırp milliyetçisinin Avusturya
veli ahtını öldürmesi savaşı başlatan kıvılcım oldu. Bu olaylardan Sırbistanı
sorumlu tutan Avusturya , 27 Temmuz 1914’te bu ülkeye saldırıldı.Rusya
Sırbistanı destekleyince Almanya , Avusturya’nın yandaşı olarak Rusya’ya savaş
açtı ; Fransa’da 1892’de imzaladığı ikili ittifak çerçevesinde Rusya’ya arka
çıktı. Bunun üzerine Almanya , Fransa’ya da savaş açtı.
Alman
birlikleri Fransa’ya saldırmak için Belçika’ya girdiler. Daha 1839’da herhangi
bir saldırı karşısında Belçika’ya yardım etmek için söz vermiş olan İngiltere ,
4 Avustos 1914’te Almanya’ya savaş açtı.böylece
I. Dünya Savaşı başlamış oldu.
O yıllarda
orduların savunma gücü saldırı gücünden fazlaydı. Başlangıçta güçlü filolara
sahip olan İtilaf Devletleri , denizde üstünlüğü ele geçirdiler .Ama daha sonra
alman denizaltıları da ticaret gemilerini batırmaya başladı.Bu savaş aynı
zamanda , etkin bir rol oynamamış olsalar’da uçakların ilk kullanıldığı savaştır.
OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞA GİRMESİ
Osmanlı Devleti 20 Temmuz 1914’te tarafsızlığını ilan
etmişken , 23 Avustos 1914’te Almanya ile gizli bir anlaşma yaptı.10 Avustos’ta
iki Alman savaş gemisi , Goeben ve Breslan İngiliz gemilerinin önünden kaçarken
, çanakkale Bogazı’ndan geçip Marmara’ya girdi. İtilaf devletleri’nin
protestolerı karşısında Osmanlı Devleti bu gemileri satın almış gibi göründü ;
adlarınıda Yavuz ve midilli olarak değiştirip kendi donanmasına kattı.
Ardından, içlerinde Yavuz’un da bulunduğu , osmanlı donanması Karadeniz’e çıktı
ve bazı Rus limanlarını bombaladı. Bunun üzerine 1 Kasım’da Rusya, 5 Kasım’da
İngiltere ve Fransa Osmanlı Devletine savaş açtılar.
Osmanlılar I.Dünya Savaşı’nda üç ana cephede savaştılar. Bunlar , Marmara
ve boğazlar , Kafkasya ve Orta Doğudur.
BATI CEPHESİ
Savaş
çıktığında , Avrupa’nın büyük ülkelerinde tüm sağlıklı erkeklerin iki ya da üç
yıl askerlik yapmalarını zorunlu kılan bir sistem uygulanıyordu. Bu nedenlede
bu ülkelerin birkaç milyonu bulan orduları vardı. İngiltere’de ise
gönüllülerden oluşan ordu çok daha küçüktü ve bazı bu ülkede zorunlu askerlik
ancak 1916’da başladı.
1/5
Kara savaşlarının geçtiği en önemli iki
alana , Almanya’nın batısı ve doğusu anlamında , Batı cephesi ve Doğu cephesi
adları verildi. Daha sonra İtilaf Devletleri deniz kuvvetlerinin desteği ile
savaşı , özellikle Orta Doğu Akdeniz’de , yeni bölgelere sıçrattı ve Almanlar’ın sömürgelerini ele geçirme
olanağı buldu. Bir başka cephe de 1915’te İtalyanın Avusturya – Macaristan
İmparatorluğu’na saldırmasıyla , bu iki ülke arasındaki iki cephede birden
savaşa bilmesini sağlayacak bir savaş planı 1905’te General Alfred von
Schlieffen’ce ( 1833-1913 ) hazırlanmıştı. Amaç Doğu Cephesi’nde asker sayısı
düşük tutulurken, Alman ordusunun olanca gücüyle Belçika üzerinden Fransa’ya
girip Fransız ordusunu ezmesiydi. Ama Fransızlar , Alman saldırısını paris
yakınlarında yer alan Marne Savaşı’nda durdurunca , Schlieffen’in planı bozuldu
ve Almanya savaşı kısa bir sürede kazanma şansını yitirdi.
Bundan sonra Batı cephesi’ndeki savaş ,
1918 yazına kadar siper savaşı biçiminde sürdü. Belçika kıyısında Ostende
dolaylarından ,İsviçre sınırına kadar
uzanan siperler , en azından 180 metre eninde ve dikenli tellerle örülmüş bir bölgeyle
birbirinden ayrılıyordu. Her iki tarafın da ağır kayıplar verdiği savaşta topçu
mermilerinin toprakta açtığı çukurlar ilerlemeyi zorlaştırıyordu.Genellikle
savunmada kalan Almanlar 1915’te bu cephede ilk kez zehirli gaz kullandılar.
İtilaf askeri önce paniğe kapıldılarsa da daha sonra gaz maskeleriyle
kendilerini koruyarak Alman saldırısını püskürttüler.
İngilizliler , siper ve engel tanımayan
zırhlı bir motorlu taşıt olan tankı ilk kez bu cephede kullandılar. Ne varki ,
15 Eylül 1916’da Somme ırmağı yakınlarında az sayıda tankla saldırıya geçmiş
olmaları, başarı şanslarını yitirmelerine yol açtı.
Somme savaşı , Batı Cephesi’ndeki büyük
çatışmaların tüm özelliklerini taşıyordu. İngiliz komutanı Sir Douglas Haig’in
( 1861 – 1928 ) yönettiği saldırı Alman siperlerinin bir hafta süreyle
bombardıman edilmesiyle başladı.Yenilenen saldırı ve karşı saldırılarla gelişen
savaş ,kasıma kadar sürdü. Batıdaki önemli çatışmalardan bir başkasıda
Almanlar’ın Verdun’deki Fransız tabyalarına karşı giriştikleri saldırılar.
1916’daki bu çatışmada , önce geri piskürtülen Fransızlar , yıl sonuna kadar
General Henri Philippe Petain ( 1856 – 1951 ) komutasında , yitirdikleri
toprakların çoğunu geri aldılar. 1917’de de şiddetli süren , büyük can ve mal
kaybına yol açan çatışmalar Batı Cephesi’nde iki tarafıda zayıflattı. 1917’de
Fransız ordusuna baş gösteren ayaklanmaları önlemek genelde duruma bir çözüm
bulmak için Sir Douglas Haig , Ypres yakınlarında yeni bir saldırı başlattı. Üç
ay süren şiddetli çatışmalardan sonra bu saldırıda Psschendaele bataklıklarında
son buldu.
DOĞU CEPHESİ
Doğu
Cephesinde savaş , batıya göre daha belirsiz bir çizgide sürdü. Saldıran
tarafın gücüne göre zafer kimi zaman bir tarafın kimi zaman diğer tarafın oldu.
1914 Avustos’unda Doğu Prusya’ya giren ruslar
Tannenberg Savaşı’nda daha sonra bütün Alman ordularının başına geçecek
olan Paul von Hindenburg ( 1847 – 1934 ) ve Erich Ludendorff ( 1865 – 1937 )
komutasındaki birliklerce büyük bir yenilgiye uğratıldı. 1915 yazında Almanlar , Ruslar’ı Doğu Cephesinde
geri püskürtünce, bu başarıdan umutlanan Bulgarlar da ittifak Devletleri’ne
katıldılar. Almanya , Avusturya ve Bulgaristan birlikleri Sırbistan’ı işgal
etti.Sırbistana yardım etmek için Yunanistan’ın
Selanik kentine çıkarma yapan itilaf Devletleri savaşın sonuna kadar başarı
sağlayamadılar.
Ruslar 1916’da silah ve cephane açısından
büyük sıkıntı içindeyken , bügün SSCB’yi Romanyadan ayıran dağlık Bukovina
bölgesinde , Avusturyalılar’a karşı beklenmedik bir saldırıya giriştiler. Bu
saldırının başarıyla sonuçlanmasından yüreklenen Romanya , İtilaf Devletlerine
katılmak istediyse de , Batı Cephesi’nden çektikleri birliklerle Romanya’ya
saldıran Almanlar , Rumenler’i büyük bir yenilgiye uğrattılar. İtalya , İtilaf
Devletleri’ne 1915’te katıldı. İtalya ile Avusturya sınırındaki dağların
dorukları Avusturyalılar’ın elinde olduğundan İtalyanlar zorlu çatışmalar
sonucu çok az ilerleye bildiler ve ağır kayıplar verdiler.
OSMANLI CEPHESİ
Kafkasya Cephesi. 1914’te Ruslar
Sarı kamış üzerinden Erzurum’a doğru ilerlediler. Enver Paşa komutasındaki
Osmanlı ordusu Ardahan ve Sarı kamış’ta şiddetli kışında etkisiyle , çok büyük
kayıplar verdi.
1916’da geniş çaplı bir saldırı başlatan Çarlık Rusya’sı
birlikleri , Trabzon’nu Erzincan’ı alarak
, Van Gölüne kadar indiler. Osmanlı ordusunun başlattığı karşı saldırı
Muş ve Bitlis’in geri alınmasından sonra durduruldu. Bundan sonra bu cephede
önemli bir gelişme olmadı.
2/5
Marmara ve Boğazlar Bölgesi. Kafkas
Cephesi’ndeki Ruslar’a yardım etmek amacıyla yeni bir cephe açmaya karar veren
İtilaf Devletleri 19 Şubart 1915’te Çanakkale Boğazı’nda bir saldırı
başlattılar. Boğazı geçme girişimşeri başsrısızlığ uğrayınca geri çekilen
İngiliz ve Fransız donanmaları 25 Nisan’da Gelibolu’ya çıkarma yaptılar.
Mustafa Kemal ve Limon von Sanders yönetimindeki Türk birliklerinin kararlı
direnişleri sonunda Aralık 1915-Ocak 1916’da tüm İtilaf birlikleri Marmara ve
Boğazlar bölgesinden çekildi.
Ortadoğu Cephesi. Savaşın başında Suriye Filistin ve Arabistan’ın
büyük bölümü Osmanlı İmparatorluğu’na bağlıydı Basra Körfezi’nde bulunan petrol yataklarını korumak için
İngiliz yönetimindeki Hint birlikleri 21 Kasım 1914^te Basra’yı işgal ettiler.
Daha sonra Dicle ırmağı boyunca kuzeye yönelen bu birlikler Kut-ül.Amare’de
Osmanlı birliklerince kuşatıldılar ve 147 gün süren kuşatmadan sonra 1916’da
teslim oldular İkinci Mezopotamya saldırısında İngilizler Küt-ül Amare’yi ; 11
Mart 1917’de de Bağdatı ele geçirdiler. Daha batıda , İngiliz orduları ve
İngiliz Ulusal Topluluğu birlikleri Mısır’dan sonra Sina Çölünü geçerek
Filistine doğru ilerledilerse de Gazze’de Osmanlı ordusuna iki kez yenilince ,
bir yılı aşkın bir süre burada kaldılar. İngiliz birliklerinin başına getirilen
General Edmund Allenby ( 1861- 1936 ) 1917 son baharında başlattığı saldırı ile
osmanlı ordularını ikiye bölerek 9 Kasım’da Kudüs’ü işgal etti. Birliklerin
çoğu Batı Cephesi’ne yardıma gönderildiğinden , savaş uzunca bir duraklama
dönemine girdi. Hindistan’dan yardım alan ve İngiliz casusu T.E. Lawrence’in (
1888- 1935 ) kışkırttığı Arap ayaklanmasında yararlanan Allenby , ordusunu
gizlice akdeniz kıyısında topladı ; hızla harekete geçerek önce Şam’ı ardından
Halep’i işgal etti. İngiliz orduları Musul’a yürürken , Osmanlılar teslim
oldular ve 30 Ekim’de Mondros Mütarekesi’ni imzaladılar.
KARA ŞAVAŞLARININ SON AŞAMALARI
Rusya’daki
1917 devrimi İtilaf Devletleri’nin Doğu Cephesinde çökmesine yol açtı. Almanlar
başka yerlerde savaşa bilmek için birliklerini bu cepheden çektiler.
Avusturalyalılar’la birlikte Cperotto’da ani bir saldırı düzenliyerek
İtalyanlar’a büyük kayıp verdiler ve piave Irmağına kadar sürdüler. Bu arada
Alman Deniz altının ticaret gemilerine saldırması ABD’nin İtilaf Devletleri’nin
yanında savaşmasına kadar vermesine neden oldu. Ayrıca 1917 başlarında
Almanya’nın , kendi safına çekmek için Meksika’ya ABD’nin savaşa girme kararı
kesinleşti. İtilaf Devletleri’ne para , araç ve gereç yardımına başlayan ABD ,
Ordularını Avrupa’da savaşmaya hemen gönderemedi. 1917 Mayıs’ında ABD hükümeti
Kura ile Askerlik Yasası’nı çıkarınca
21-30 yaş arasındaki tüm erkekleri silah altına alma yetkisine sahip oldu.
1917-1918 kışı , İtilaf Devletlerinin savunmada , ABD birliklerini beklemek
zorunda kaldıkları bir dönemdi. Bu durumdan yararlanan Almanlar ,1918 baharında
son bir yarma girişiminde bulunmaya karar verdiler. İtilaf Devletleri bu
şiddetli saldırıları zorlukla durdura bildi. Bu sırada batıdaki bütün İtilaf
Devletleri birliklerinin komutası Fransız Mareşali Ferdinand Foch’a ( 1851-1929
) verildi ve her ay 300 bin ABD askerinin gelmeye başlamasıyla durum değişti.
1918 Temmuz’unda saldırı sırası Foch’agelmişti. Fransızlar’ın güneyde
geliştirdikleri başarılı bir saldırının ardından , İngiltere , Kanada ve
Avusturya birlikleri 8 Avustos’ta Amiens yakınlarında genel bir
saldırıbaşlattılar. Kasım ayında Almanlar savaşın başladığı 1914 hattına
çekilmişti. İtilaf ordularına Selanik’te yenilen Bulgalar , 29 Eylül’de teslim oldular. İtilaf
güçlari bu kez İtalya’da Piave Irmağı’nı geçti ve Vittorio Veneto savaşın’da
kesin bir yenilgiye uğrayan Avusturalya , 3 Kasım’da Padova Ateşkes
Antlaşması’nı imzaladı.
DENİZ SAVAŞLARI
Amiral Sir John Jellicoe ( 1859- 1935 ) komutasındaki
İngiliz büyük donanması , daha güçsüz ve deneyimsiz Alman açık deniz donanmasıyka
karşılaşmak için sabırsızlanıyordu. 28 Avustos 1914’te Amiral Sir David
Beatty’nin ( 1871-1936 ) yönetiminde ağır silahlarla donatılmış zırhlı , büyük
ve hızlı savaş gemileri olan kruvazörlerin desteklediği hafif İngiliz savaş
gemileri , Alman kıyıları açıklarındaki Heligoland Körfezi Savaşı’nda üç Alman
kruvazürünü batırdı.
Açık
denizlerde İngiliz deniz kuvvetleri askeri birlikleri taşıyan gemilere eşlik
ediyor ve Alman sömürgelerinin eline geçirilmesine yardımcı oluyordu.General
Paul von Lettow Vorbeck’in savunduğu alman Doğu Afrika’sı dışındaki tüm alman
sömürgeleri kolayca ele geçirildi. Alman kruvazörleri , özelliklede 15 ticaret
gemisini batıran Emden kuruvazörü açık denizlerde büyük tehlikelere yol
açıyordu. Emden’i daha sonra , Avusturalya deniz kuvvetlerine bağlı Sydney
kuruvazörü Hint Okyanusu’ndaki Cocos Adaları yakınlarında batırdı.
3/5
Alman
donanması İtilaf birliklerinin kıyılara denizden çıkarma yapmasını engellerken
İtilaf Devletleri’nin donanmalarıda asker ve gereç yedeklemelerini rahatça yapa
bilmek için açık denizleri kolluyor., aynı zamanda İttifak devletleri’nin deniz
yolundan besin ve gereç yardımı almalarına engel oluyurdu. 1915 Şubart’ın da
açıklanan bu ablıkanın ciddi sonuçlar vermesi için iki yıl geçmesi gerekti.
İngiliz ablukasına yanıt olarak Alman’lar İngiltere çevresindeki sularda yol
alan her ticaret gemisini , içindekileri uyarmadan batıracaklarını açıkladılar.
Deniz altılarının bu biçimde kullanımı uluslar arası yasalara aykırıydı ve ABD
, Almanya’nın bu tutumu protesto etti. Bir Alman Deniz altısının İngiliz yolcu
gemisi Lusitania’yı 7 Mayıs 1915’te batırması ve içlerinde ABD’lerinin de
bulunduğu 1.200’e yakın yolcunun yaşamını yitirmesi protestoların artmasına
neden oldu ve Almanlar bir süre büyük yolcu gemilerini uyarıda bulunmadan
batırmayacaklarına söz vermek zorunda kaldılar. Lusitania’nın batırılışı ,
ABD’nin İtilaf Devletleri’ne verdiği desteği ve savaşa girişini büyük ölçüde
etkiledi. İngiliz ve Alman donanması arasındaki en büyük çatışma 31 Mayıs 1916’da oldu. İngilizler ile
Almanlar , önce kuruvazörler savaşında hemen ardından da iki donanma arasındaki
Jutland Savaşı’nda karşı karşıya geldiler. Almanlar başarılı bir manevrayla
kaçmayı başardılar ve kayıpları İngilizler’in kayıplarına karşın , Kuzey
Denizi’ndeki üstünlüklerini sürdürdüler. 1916’da Alman denizaltılarının
saldırıları ve ticaret gemilerinin batırılma hızı , yenilerinin yapılma hızını
geçti. 1917 Şubart’ın da Almanlar , İtilaf Devletleri limanlarına giren ya da
bu limanlardan ayrılan tüm gemileri , hiçbir uyarıda bulunmaksızın
batıracaklarını açıkladılar. İtilaf Devletleri’nin gemi kayıpları giderek
yükseldi ve nisanda İngiltere’ den uzak limanlar için ayrılan her dört ticaret
gemisinden biri geri dönemedi.Şubart sonunda İngiltere’de ancak altı hafta yetecek
kadar tahıl stoku kalmıştı. O dönemde ne deniz dibindeki denizaltılarının
yerini saptayabilecek , ne de yeri bilinenleri bulundukları yerde yok edebilecek
kadar gelişkin araçlar vardı. Güvenlik için ticaret gemileri silahlandırıldı ve ticaret konvaylarına
savaş gemileri eşlik etti. Bu önlemler batırılan gemi sayısını bir ölçüde
azalttı. Bu arada denizaltılarının
yerini saptama ve yok etme yöntemleri de geliştirildi. Bazı denizaltılar da “Q
gemisi” denen ve gizli toplarla donatılmış ticaret gemilerince batırıldı. Deniz
erleri ve subaylarının gizlendiği bu gemilere denizaltı saldırısı olduğunda , önce “paniğe uğramış bir
gurup”kurtarma sandallarına binip kaçıyordu. Denizaltı , Q gemisinin işini
tamamen bitirmek için su yüzüne çıkınca gemide kalan denizciler gizledikleri
silahları ortaya çıkararak denizaltıyı top ateşine tutuyorlardı. Almanlar bu
savaşta çoğunluğu 1917 ve 1918’de olmak üzere yaklaşık 200 denizaltı yitirdiler. Gene de Alman
denizaltıları 6.000 gemi batırdı. Alman açık deniz donanmasının uzun süre
denize açılmaması büyük gemilerde başkaldırmalara neden oldu. 29 Ekim 1918’de
donanmaya denize açılma emri verildiğinde denizciler bu emre uymadı.
HAVA SAVAŞLARI
I.Dünya savaşı’nda hava kuvvetlerinin en önemli görevi
deniz ve kara savaşlarını desteklemekti. Savaşın başında , karacıların ve
denizcilerin hava kuvvetleri ayrı ayrıldı. O dönemde uçaklar emekleme
dönemindeydi ve en kullanışlı uzunyol hava ulaşım aracı Almanlar’ın geliştirdiği, kocaman bir
puro görünümündeki zeplin hava gemileriydi.1915 başlarında zeplinler geceleri
İngiliz kentlerini bombaladı. Ama 1916’dan sonra savaş uçakları ve uçak
savarlar devreye girince zeplinlerin saldırıları azaldı. 1917’de Alman uçakları
Londra’yı ve öbür büyük kentleri bombalamaya başladılar. Son büyük hava
saldırısı 1917’de 19 Mayıs’ı 20 Mayıs’a bağlayan gece 43 bombardıman uçağıyla
başlatıldı ve bu uçakların 13’ü Londra’ya ulaştı. Halkı yaklaşan saldırılara
karşı uyrayan sistem oldukça etkiliydi ; ama II. Dünya savaşı’nda geliştirilen
korunaklar türünde çok az yer vardı. İngiltere’ye yapılan hava saldırılarında
1.300 kişi öldü , 3.000’den fazla kişi yaralandı. Savaşın sürdüğü cephelerde
düşmanın yerini ve hareketlerini gözlemek ve fotoraf çekmek için de uçaklar
kullanılırdı. Sonuçta , sık sık yoğun hava çatışmaları oldu. Uçaklar aynı
zamanda demiryolu kavşaklarını , havaalanlarını ve levazım depolarını da bombalamak
için kullanıldılar. Deniz uçaklarının bu savaşta görevleri oldukça sınırlıydı.
Bu uçaklar ya tekerlek yerine konan kızaklarla denize inip kalabiliyor ya da
büyük savaş gemilerine eklenen pistlerden havalanabiliyordu. İlk uçak gemisi
olan HMS , Argus , uçakların inip kalkabileceği düz üst güvertesiyle ancak 1918
Eylül’ünde hizmete sokulabildi. İngiltere ve ABD , “Blimp” adı verilen küçük
uçakları deniz altıları aramak için kullandılar.
SAVAŞIN SONU
Almanlar 3 Ekim 1918’de , ABD Başkanı Woodrow Wilson’a
ateşkes istemesiyle başvurdular. Başkan kayıtsız şartsız teslim olmalarını
istedi.
4/5
Bu sırada İtilaf Devletleri’nin deniz ablukası nedeniyle
açlıktan kırılan Alman halkı 4 Kasım 1918’de ayaklandı. Alman ordularının tam
bir bozguna uğramasına karşın , 11 Kasım 1918 sabahı Alman yetkililer
yenigilerini kabul eden bir silah bırakma antlaşmasını imzaladılar. Bu antlaşma
Compiegne Ormasnı’nda Foch’un özel vagonunda imzalandı ve imzadan altı saat
sonra , 11. Ayın 11. Günü , saat 11’de yürürlüğe girdi.
ANTLAŞMALAR
Barış
antlaşmalarının ilkelerini ABD Başkanı Wilson , İngiltere’de 1916 sonundan beri
başbakan olan David Lloyd George ve Fransız Başbakanı Georges Clemencau
saptadı.Antlaşmalarda , Wilson’un dediği gibi , “dünyada demokrasiyi güven
altına almak” amacı güdüyordu. Avrupa’daki sınırların , bir ulusun başka bir
egemenliğinde kalmasını sağlayacak bir biçimde düzenlenmesine çalışıldı.Almanya
, Alsace-Lorraine’i Fransa’ya silezya’nın bir bölümünü, yeniden kurulan polanya
Devletine verdi ve tüm sömürgelerini yitirdi. Macaristan’ın bağımsızlığını ilan
etmesinde sonra Avusturalya- Macaristan imparatorluğu kuzey bölgesindeki
toprakları yeni Çekostavakya ve Polanya devletlerine ; doğusundaki bazı yerleri
Romanya’ya ; güneydeki sınırları genişletilen Sırp devleti Yugoslovya’ya
bırakırken , batıdaki Fiume ( bugün Rijeka) bölgesini italya aldı. Balık
kıyısında Estonya, letonya ve Litvanya adında üç yeni devlet kuruldu.
Osmanlılar ile yapılan Sevr ( Serves ) Antlaşması ile Osmanlı topraklarının bir
bölümü Yunanistan ve başka bazı devletler arasında paylaşıldı. Mustafa kemal
başkanlığındaki Ankara hükümetinin tanımadığı bir antlaşma , Kurtuluş savaşı
sonunda ortadan kalktı. Ortadoğu’da o zamana kadar Osmanlı İmparatorluğu egemenliği
altında bulunan topraklar ile Almanya’nın sömürgeleri , Milletler cemiyeti
adına yöneltilmek üzere bazı İtilaf Devletleri’nin mandası altına girdi. Dünya
barışını korumak ve anlaşmazlıkları çözmek için kurulan Milletler Cemiyeti pek
başarılı olamadı. Almanya sadece gönüllülerden oluşan kısıtlı bir kara ve deniz
ordusu bulundura bilecek , denizaltı , tank gibi savaş araçlarına
sahipolmayacağı gibi hava kuvvetleri de oluşturalamayacaktı. Alman donanmasının
büyük bir bölümü Orkney Adaları’nda buluna Scapa Flow’a götürülerek 21 Haziran
1919’da Almanya ile imzalanan Versay ( Versailles) Antlaşması ile Milletler
Cemiyeti’nin kurulmasını öngören yazılı antlaşma aynı gün yürürlüğe girdi. Senatosunda Milletler
Cemiyeti’ne girmesine karşı çıkıldığı için ABD, Versay Antlaşmasi’nı tanımadı ,
Almanya ve Avusturalya ile 1921 Ekim’inde aynı barış antlaşmaları imzalandı.
Savaşın doğrudan açtığı ölümler yaklaşık
5 milyonu İtilaf Devletleri’nden olmak üzere , 8.5 milyona ulaştı. Ayrıca 21
milyon sivil yaralandı. Bunlara ek olarak dünyanın değişik bölgelerinde , savaş
yüzünden çıkan hastalıklardan ve kıtlıktan 20 milyona yakın insan öldü.
Yorum Gönder